Blog detay

Blog Details

Malpraktis Davaları

  • 2021-08-09

Tıbbi malpraktis kavramını açıklamadan önce, söz konusu kavramın başrollerinin tanımını yapmak yerinde olacaktır. Ülkemizde “hekim hatası”, “doktor hatası”, “tıbbi hata”,“tıbbi hizmetlerin kötü uygulanması”, “tıbbi yanlış uygulama” ,“tıbbi uygulama hatası” gibi kavramlar kullanılmaktadır. Bir kavramdan bahsedebilmek için öncelikle bu kavramın tüm hatları ile açıklanması gerekecektir. Türkçe sözlükte müdahale; araya girme, karışma olarak tanımlanmıştır. Tıbbi müdahale ise; sağlığı düzeltme ya da hayatta kalma tehlikesi olan kişinin hayatta kalmasını sağlamak için araya girme olarak tanımlanmaktadır. Müdahalenin tıbbi nitelik taşıması için diğer esas unsur, hareketin tıp mensubu tarafından yapılmış olması gerekmektedir.
 

Anayasanın 17. Maddesinde, ‘Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi sorumluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz’ hükmü yer alır. Ayrıca Anayasanın 20. maddesinde , ‘Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Adli soruşturma ve kovuşturmanın gerektirdiği istisnalar saklıdır’ diye belirtilmiştir. Türkiye’de hasta hakları ilk olarak Avrupa Birliğine uyum sürecinde ‘Hasta Hakları Yönetmeliği’ yayınlanarak kabul edilmiştir.

Ülkemizde doktorların yasal sorumluluklarını düzenleyen özel bir yasa olmadığından tıbbi malpraktis davalarının esasını sözleşme ya da haksız fiil teşkil eder. Yargıtay tarafından özellikle son 10 yılda verilen doktorların hukuki ve cezai sorumluluklarının kabulüne ilişkin radikal kararlar, konunun ülkemizde hukuksal açıdan incelenmesine neden olmuştur.

Son yıllarda, sağlık ve hukuk alanında en çok dikkat çeken konulardan biri malpraktistir. Taranan kaynaklarda, malpraktisin birçok farklı açılardan ayrıntılı değerlendirildiği ve bu değerlendirmeler sonucunda farklı şekillerde tanımlandığı görülmüştür.Tıbbi malpraktis’ in hukuka konu olması için hukuka aykırılığının mevcudiyeti gerekmektedir. Hukuka aykırılıkta ise zımnen ya da açık olarak kurulmuş bir sözleşmeye ya da anayasal haklara aykırılığın varlığı gerekir. Bu aykırılığın varlığının tespiti halinde tıbbi malpraktis hukuka konu olacaktır. Tarafların ve kanunun tespitinden sonra açılacak dava maddi ya da manevi ya da her ikisini içeren davalar şeklinde görülür. Ülkemizde henüz tıbbi malpraktis konusunda herhangi bir yasa mevcut olmadığından borçlar ya da ceza kanunlarının yorumlanması şeklinde kararların verilmesi söz konusudur.

 

Malpraktis, özen eksikliği ile tıbbı uygulama hataları sonucunda oluşan aynı zamanda, görevi kötüye kullanmayı da ifade eden bir süreçtir. Malpraktis; sağlık çalışanlarının ihmali, dikkatsizliği, bilgisizliği, tecrübesizliğinden kaynaklanan sebepler doğrultusunda hastanın mağdur olması ve sağlık çalışanlarına karşı açılan dava sürecini kapsamaktadır. Hastalar mağduriyetlerini giderebilmek için malpraktis ile sonuçlanan süreçte hukuki yollara başvurmaktadırlar. Sağlık çalışanı bilgi olarak yeterli düzeyde olmalı eğer şüpheye düştüğü, baş edemediği bir konu var ise hocasına danışıp mutlaka görüş istemelidir. Teknoloji kaynaklı olarak oluşan hastanın hastanede yatış sürecinin uzamasına sebep olan hastanın sağlığının var olandan daha kötüye gitmesine sebep olan ve ya hastanın ölümüne neden olan girişimler malpraktis olarak değerlendirilmektedir.

Sağlık çalışanlarının, bilerek, istemli veya ihmali ile normalden sapan durumlar oluşması, bilgi ve beceri eksikliğinden kaynaklanan sebepler ile yanlış tedaviyi öngörmesi ya da hastaya hiç tedavi

Sağlık çalışanlarının, bilerek, istemli veya ihmali ile normalden sapan durumlar oluşması, bilgi ve beceri eksikliğinden kaynaklanan sebepler ile yanlış tedaviyi öngörmesi ya da hastaya hiç tedavi verilmemesi (hastalığın ilerlemesine sebep olabilir) gibi hastaya fiziki, ruhsal, mental açıdan sağlık bütünlüğüne zarar veren uygulamalara tıbbi uygulama hataları denilebilir. Bu kanunda da görülebileceği üzere yalnız bilgisizlik, deneyimsizlik sonucu oluşan hatalar değil kasıtlı oluşan hatalar da bulunmaktadır. Tıbbi hatanın içerisinde kasıt bulunuyorsa hukuken davanın işleyişi değişmektedir. Bu tarz davaların sonucunda eğer kasıt varsa meslekten men edilmesi ve hapis cezaları gündeme gelmektedir. Bu durum bilirkişilerce değerlendirilmektedir.

Sonuç olarak Malpraktis; sağlık alanında, sağlık çalışanlarının ihmali, dikkatsizliği, bilgisizliği, tecrübesizliği nedeniyle yapılan uygulama hatasıdır. Sağlık çalışanlarının koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici standart tıbbi uygulamayı yapmaması durumunda oluşabilecek zararlara karşı bilgilenmeleri gerekmektedir. Malpraktis söz konusu olduğunda sağlık çalışanlarının sorumluluklarını araştırıp engel olma yolunda çözüm üretilmelidir. Son yıllarda artmakta olan malpraktis davaları, olguları incelenerek yapılması gerekenler konusunda hastalar ve sağlık çalışanları bilinçlendirilmelidir.

  • Yukarıdaki bilgilere ek olacak şekilde Malpraktis dava dilekçesi örneği ve ayrıntılı bilgi almak için büromuz ile iletişime aşağıdaki numaralardan geçebilirsiniz.