Değerli Hissedarlarımız, İş Ortaklarımız ve Kıymetli Çalışanlarımız;
İki yılı aşkın bir süre önce Covid-19 pandemisi ile başlayan makroekonomik gelişmeler, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de zorlu bir sürecin yaşanmasına neden oldu. Salgının yarattığı şok dalgasının üzerinden geçen iki yılın sonunda, enflasyonun tetiklenmesi ve üreticilerin sipariş modellerinde değişikliğe gitmeleri ekonomik durgunluk riskini beraberinde getirdi. 2022 yılında enflasyon konusu yatırımcıların en önemli gündem maddelerinden biri olacak ve muhtemelen gelişmiş ülke merkez bankaları, faiz oranlarını yükseltmekle birlikte para arzını da azaltarak enflasyonla mücadelenin çözümlerini üretmeye çalışacaklar. Yılın ortasından itibaren enflasyonun dünya genelinde düşmeye başlayacağı beklense de, küresel emtia, tarım-gıda, enerji fiyatları ve lojistik maliyetlere bağlı olarak küresel enflasyon riskinin yine de çok önemli bir sorun teşkil edeceği görülüyor. Çin ve Rusya’nın ekonomi-politik kararları da elbette çok kritik küresel riskler arasında sayılabilir.
Geçtiğimiz yıl tüm dünyayı etkisi altına alan “enerji krizi” ise, enerji tüketim maliyetlerinin artmasıyla birlikte başta Avrupa Birliği olmak üzere bütün ülkelerin sıkıntı yaşamasına neden oldu. Bu kapsamda hızla yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelinmesi yanında bu sektörde de kritik değişimlerin yaşanması bekleniyor.
Bunun yanı sıra küresel iklim krizi ve küresel iklim güvenliği, önümüzdeki dönemin en dikkat çekecek başlıkları olarak, enerji, ulaştırma, konut, tarım gibi sektörlerde ve imalat sanayiinde yeni yaklaşımları öncelikli hale getirecektir. Türkiye de küresel iklim değişikliği, iklim krizi ve iklim güvenliğine yönelik gelişmeleri yakından takip eden bir ülke olarak, geçtiğimiz günlerde Paris Antlaşması’nın bir parçası oldu ve 2053 yılı hedefini “net sıfır karbon” olarak açıkladı.
Başkan İsim Soyisim
Yönetim Kurulu Başkanı